GÖKÇEADA’DA “TEHDİT” GÖLGESİNDEKİ İHALE: BAŞKAN HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI!
Geçtiğimiz yıl Gökçeada Belediyesi tarafından gerçekleştirilen işyeri kiralama ihalesi, bir yıl sonra gündeme gelen “tehdit” iddiaları ile yeniden kamuoyunun odağına girdi. Belediye Başkanı Bülent Ecevit Atalay hakkında, bir vatandaşı telefonla tehdit ettiği gerekçesiyle resmi soruşturma başlatıldı.
VATANDAŞTAN AĞIR İDDİA: “BELEDİYE BAŞKANI BENİ TELEFONLA TEHDİT ETTİ”
Gökçeada’da esnaflık yapan Uğurcan Kılıçaslan isimli vatandaş, belediyenin işyeri kiralama ihalesine katılmak için teminat yatırdıktan sonra Belediye Başkanı Atalay tarafından telefonla tehdit edildiğini öne sürdü.
İddialara göre, bu görüşme sırasında Başkan Atalay’ın yanında belediye encümen üyeleri ve yazı işleri müdürü de bulunuyordu. Kılıçaslan, bu isimleri “tanık” olarak CİMER başvurusunda bildirdi.
CİMER BAŞVURUSU HAREKETLENDİRDİ: SORUŞTURMA DOSYASI HEM SAVCILIKTA, HEM BAKANLIKTA
CİMER’e yapılan başvurunun ardından dosya, Gökçeada Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi. 29 Nisan 2025 tarihli ve 2025/205 soruşturma numarasıyla açılan dosya kapsamında hazırlık soruşturması başlatıldı. Şikâyetçinin tanık olarak gösterdiği kişilerin ifadeleri alındı.
Bu süreçte yalnızca adli merciler değil, idari denetim de devreye girdi. İçişleri Bakanlığı’nın da konuyla ilgili inceleme başlattığı, sürecin aynı zamanda idari yönden de takip edildiği bildirildi. Bu gelişme, soruşturmanın yalnızca adli değil, mülki denetim boyutuyla da genişlediğini ortaya koydu.
BAŞKAN ATALAY SESSİZLİĞİ BOZDU: “ANKARA’DAYDIM, SİYASİ HESAPLAŞMA OLABİLİR”
Konuya ilişkin açıklamada bulunan Belediye Başkanı Bülent Ecevit Atalay, tehdide ilişkin iddiaları reddederek şunları söyledi:
“Soruşturma açıldığına dair tarafıma herhangi bir resmi bilgi ulaşmadı. O tarihte ben Ankara’daydım. Bu ihale üzerinden bir yıl geçtikten sonra ortaya atılan bu iddianın siyasi bir çekişmenin ürünü olduğunu düşünüyorum.”
“BİR YIL SÜREN SESSİZLİK, NEDEN BUGÜN BOZULDU?”
Yaşanan gelişmelerin ardından Gökçeada’da hem siyasi hem sosyal çevrelerde gerilim artmış durumda. İddiaların zamanlaması, yerel siyasetteki aktörlerin pozisyonlarını yeniden tartışmaya açtı. Kimileri bu süreci “belediye başkanının yargı ve bakanlık eliyle yıpratılması”, kimileri ise “gecikmiş bir hesaplaşmanın başlangıcı” olarak değerlendiriyor.
TANIKLAR KONUŞTU… SIRA GERÇEKLERDE. Devlet Sahada, Gerçekler Yolda..
Ortaya atılan iddialar artık bir söylenti değil. Belediyeyi ve Başkan Atalay’ı doğrudan ilgilendiren bu dosya, hem Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hem de İçişleri Bakanlığı’nın takibinde. Tanık ifadeleri alındı, soruşturma açıldı, bakanlık müfettişleri ise yolda.
Ve şimdi kamuoyunun zihninde şu sorular yankılanıyor:
Gerçekten bir tehdit varsa, bu cezasız mı kalacak?
Eğer iddialar uydurmaysa, bu sürecin arkasında kim ya da ne var?
Ve neden şimdi? Sessizlik neden tam bir yıl sonra bozuldu? Tehdit gerçekten yaşandıysa, suskunluk neden bu kadar uzun sürdü?
Yaşanmadıysa, tanıklar neden suskunluklarını şimdi bozdu?
Ve en önemlisi: Bu soruşturma, yalnızca bir ihaleyi mi aydınlatacak; yoksa Gökçeada’daki daha büyük bir olayı ya da yönetim krizinin kapısını mı aralayacak?
Artık sadece susanlar değil, susturanlar da yargılanacak — hem adalet önünde, hem kamu vicdanında. Çünkü bu defa gerçekler sadece beyanla değil, devletin kayıtlarıyla da yargılanıyor..