Bir partiden ayrılmak hainlik değildir. Ayrılıp bir başka parti kurmak da… Lakin sırf elinizdeki makamlar alındığı için veya yeni makamlar verilmediği için ayrılıyorsanız, yetmezmiş gibi liderinize ağız dolusu öfke kusup, eski partinize kaybettirmek için çalışıyorsanız hainsiniz. Evet, hainliktir bu …
AK Parti camiasının, yeni parti kuran DAVUTOĞLU ve yakın zamanda yeni parti kurması beklenen BABACAN’ı ihanetle suçlaması en çok karşı cenahı rahatsız ediyor.
Karşı cenah dediğim,halihazırda CHP kanadından bazı isimler…
“Efendim parti kurmak ne zamandan beri illegal bir iş oldu, parti kurmak isteyenler ne zamandan beri hain sayılmaya başlandı?”diye soruyorlar. Anlamadıkları şey şu;
Eğer bundan 18 yıl önce Recep Tayyip Erdoğan siyaset sahnesine çıkmamış olsaydı, şimdi pışpışladıkları bu iki isim (DAVUTOĞU ve BABACAN) siyaset sahnesinde yer alamayacak, yer alsalar bile silik siyasetçi olarak kalacaklardı.
Tabiri caizse Recep Tayyip Erdoğan elinden tuttuğu bu ikiliyi, rüyada dahi göremeyecekleri makamlara taşıdı.
Abdullah Gül’ü önce Başbakan yaptı. Sonra kendisi Başbakan olunca Gül’ü bu kez Dışişleri Bakanı koltuğuna oturttu. Sonra, darbe girişimlerine rağmen ve partisi kapatılma riski ile karşı karşıya kalmasına rağmen Gül’ün elini bırakmadı, bu kez Cumhurbaşkanlığı makamına taşıdı. Sonra…
Sonra, bu makama gelen Abdullah Gül’ün her yeri ayrı oynamaya başladı! Kurduğum cümlenin ne kadar ağır olduğunu biliyorum zira durumu ancak böyle bir cümleyle tarif edebilirdim KİMSE KUSURA BAKMASIN.
Anayasa Mahkemesi’nin AK parti aleyhine verdiği kararlara destek vermeler…
O dönemde hükümet kararıyla yasaklanan twetter’a kaçak yollarla girip AK Parti’yi ve Erdoğan’ı iğneleyici mesajlar yazmalar
Ahmet Davutoğlu’na gelince…Erdoğan’ın danışmanlığını yapan isimlerden biriydi. Erdoğan onun da elinden tuttu, önce Dışişleri Bakanı yaptı. Sonra kendisi Cumhurbaşkanı olunca “Al, partiyi sen yönet” diye teslim etti.
Davutoğlu buna karşılık ne yaptı?
7 Haziran seçimlerinde kendi elleriyle oluşturduğu milletvekili listesiyle dibe vurdu, yüzde 41’i gördü. CHP ile koalisyon yapmak için kılı kırk yardı. Erdoğan devreye girip vekil listesini bizzat kendisi yapınca ve seçimi yenileyince, AK Parti bu kez yüzde 49.5 oy aldı.
Davutoğlu bu oyu kendisinin aldığını söyleyip, “Bu partinin lideri artık benim” demeye başladı. Erdoğan’a sadakatle bağlı olan il ve ilçe teşkilat başkanlarını birer ikişer değiştirmeye başladı.
Kendi medyasını kurmaya, Erdoğan’ı savunan yazarları Aforoz etmeye hazırlandı. Emrindeki elemanları, “Reis dönemi bitiyor, Hoca dönemi başlıyor” diyerek Erdoğan’ı partiden silmeye hazırlandı.
Erdoğan olanları izledi, izledi, izledi ve her seferinde uyardı. Ama baktı ki uyarılar fayda etmiyor, “Bu parti seninle yürümez” diyerek kendisini kenara aldı.
Olaylar bu kadar net!
Şimdi o bazı CHP’liler, “Bizim içimizden de bazı arkadaşlar gitti kendi partilerini kurdu ama biz hiç kimseye hain yaftası yapıştırmadık”diyor ya…
Beni bir gülme alıyor.!
Yahu canımın içi! Senin partinin başındaki zatı muhterem, Erdoğan gibi darbelerle ve manşetlerle çatışa çatışa bir yerlere gelmedi ki! Seks kaseti kumpasıyla genel başkan oldu yahu!
Kaldı ki bugüne kadar elinden tutup makam sunduğu kimse olmadığı gibi, kendisinden üstün olan partinin önemli kurmaylarını harcayıp durdu. Erdoğan’a rakip olmaktan korktuğu için, “tatanka”ile ünlenen Muharrem İnce’yi aday gösterdi unuttun mu?
Ha şimdi şunu söyleyeyim.Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olamayıp Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olmak isteyince kendisini hain ilan eden sizdiniz. Adamı öyle bir harcadınız ki sesi soluğu bile çıkmıyor.
Bu gün, Ekrem İmamoğlu İstanbul seçimini kazanamasaydı Kılıçdaroğlu’nu koltuktan indirmek için harekete geçseydi, siz bunu da bir ihanet olarak görecek ve onu da harcayacaktınız.
CHP’li seçmen isteyecek ama siz bazı milletvekilleri İmamoğlu’nu partinin başında istemeyecektiniz.
Halkın istediğini siz istemiyorsunuz. Çünkü derdiniz bu ülke değil, koltuk!
“İHANETİN ÖLÇÜSÜ HER YERDE AYNIDIR”
Dediğim gibi AK Parti’den ayrılan herkes ihanet içindedir diyen yok. AK Parti’ye küsen herkes haindir diyen de yok. AK Parti’yi beğenmeyip yeni bir parti kurmaya çalışanlara sırf bu nedenle ihanetçi damgasını vuran da yok. Ne peki? Dediklerimiz ortada. Koyduğumuz ölçü besbelli. İhanetin ölçüsü her yerde aynıdır.
Siz şayet kendi liderinize / partinize kaybettirmek için düne kadar size amansız düşmanlık edenlerin ortak adayı olmayı kabul edebilecek bir pozisyon sergiliyorsanız bunun adına ne denileceğine varın kendiniz karar verin deriz. Dün Genel Başkanlığını / Başbakanlığını, Bakanlığını yaptıkları partinin bugün kaybetmesine umut bağlayanlar ile yola çıkmaya hazırlanmışsanız, kendi siyasi geleceğiniz için eski partinizin oy kaybını temenni eder noktaya gelmişseniz varın bu davranışınızın adını kendiniz koyun deriz..
ONURLU BİR SİYASET İÇİN; AK Partide aktif olan siyasilerden yeni partiye angaje olanların,yeni kurulan ve de kurulacak partiye el altından çalışanların ‘ONURLU’ bir şekilde istifa etmeleri gerekir. Parti kurulduğunda istifa ederek yeni partiye gitmekte TARİHİN SAYFALARINA ayrı bir ‘ONURSUZLUK’ olarak yazılacaktır.
Dip Not: Diyeceğim o ki DAVUTOĞLU ve BABACAN’ın yeni partisinde Çanakkale’de kim il, kim ilçe,kim gençlik kolları başkanı olacak,yönetiminde kimler yer aldı- kimler alacak şöyle bir bakın, hani mevki makam gitti mi, Davaları da biter dediğimiz şahıslar vardı ya.. Şaşırmadınız Şaşırmayacaksınız da.. Haa bir iki tane de KRİPTO bırakacaklar içeride ,buna da hazırlıklı olun..Özetle Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, Medya ve Cemaat eli ile dönüştürülmeye çalışılan bir toplum var,Ülke genelinde de Çanakkale’de de.. FETÖ öldü diyorlar! FETÖ ölmedi, kılık değiştirdi döndü geldi aramızda dolaşıyor. Siz, o “Pensilvanya’da” zannedin,esen kalın.. /DEVAM EDECEK.