KİMSE VATANDAŞI APTAL YERİNE KOYMASIN, HİÇ KİMSE ONLARI BİZE KARŞI SAVUNMASIN.
Çanakkale’de ne güçler, ne makamlar mevkiler geldi geçti, kimler vazgeçilmezim dedi.. Peki ya netice..
Çanakkale, Bayramiç, Gelibolu, Ayvacık, Yenice, Lapseki, Gökçeada Ezine(12 ilçe,11 Belde).. Neler oluyor size, neler oluyor bu memlekette…Çanakkale’nin çakma şehzadeleri.. Şapka düşer, kel görünür ise vay halinize..
Baştan söyleyelim; aba altından kimseye SOPA göstermiyoruz, her zaman dediğimiz gibi, bizim hiç abamız olmadı ki aşikar yürüyoruz.
Çanakkale’de il merkezi ve ilçeler de yaptıkları ve yaşattıkları ile , ahlaksızlıkları ve onursuzlukları ile o kadar çok lanetlendiler ki, gerçek yüzleri ortaya çıkacak diye çok korkuyorlar, geceleri uyuyamıyor, kabuslar ile uyanıyorlar..
KİNLENEREK- KİRLENENLER
Kabul eder veya etmezsiniz, o sizin bileceğiniz mesele, günümüzde makamlar, etiketler, ünvanlar insanoğlunu şımartıyor, kirlerini KIRK KESECİ çıkartamazken kir vücudunu kuşattığı gibi, KİNLERİYLE ise insanları şaşırtmaya devam ediyorlar.
Bu alışkanlık, bu soysuz gelenek, bu adi huy edinme senelerdir var ve var olmaya devam edecektir. Özellikle siyaset ruhumuzu, yaşam hakkımızı esir alınca, insanlar partiler yüzünden kutuplaşmaya gidince, doğacak çocuklara bile miras kalmaya başladı.
Dün bir işe girebilmek için çalmadık kapı, öpmedik ve yalamadık kıç bırakmayan ehliyetsiz ve liyakatsiz kimseler, bürokratım diye bir yere oturunca, kendi yakınlarına, vatandaşlarına, dostlarına bile sırt çevirmeye başladı. Kibir şımartıyor dediğim buydu zaten.
Tabi bunlar yaşanınca, zuhur edince, kin de ‘bana yer yok mu?’ dercesine pisliğin, tahammülsüzlüğün, öfke selinin, güç zehirlenmesinin, dağları ben yarattım havası içinde kendine yer bulabiliyor.
Hele bir de hak etmediği koltuğa oturunca, isminin başına etiket eklenince, ne oldum delisi olanlar, kindarlık gömleğini giymeyi kendilerine yakıştırıyorlar, sanki mecburiyetmiş gibi, kindarlığa itibar sağlıyorlar.
KİBİR AHMAKLIK- GURUR EŞEKLİK..
Kendinden başkasını yok sayan, adam yerine koymayan, önüne geleni itibarsızlaştırmayı görev gereği kabul eden, garibanları yerinden oynatan, ekmekleriyle oynayan kibir budalası insanları oldum olası sevmem, hatta nefret ederim.
Ama lafa gelince Mevlana Hazretlerinin özlü, veciz cümlelerini dillerine sakız edenler, yaşam biçimi kabul ederler akılları sıra, lakin iş icraata gelince, ne Mevlana tanırlar, ne Mevla..
Bereket versin şehrimizde böyle tipler, böyle kanı bozuklar dünden bu güne oldukça çok.. Aralarında Siyasetten bürokrasiye, iş dünyasından, oda- dernek başkanlarına, özet ile onlara son sözümüz ”Dilinizde Adalet, Kıyafette Asalet, Gelin Görün ki Özünüzde Rezalet, az kaldı cümle alem görecek; şerefiniz bile sefalet..”
Şimdilik kalın sağlıcakla, perdeyi aralamaya, gerçekleri delil ve belgeleri ile pek yakında gözler önüne sermeye devam edeceğiz.. Islak imza silinmez-Arşiv asla affetmez..