ÇANAKKALE – 1959’da keşfedilen ve uzun yıllar boyunca arkeoloji dünyasında adeta bir “sessiz hazine” olarak görülen Dardanos Tümülüsü, modern bilim ve uluslararası iş birliği sayesinde yeniden gündemde. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ile Oxford Üniversitesi’nin ortaklaşa yürüttüğü kazı ve analiz çalışmaları, bu antik anıt mezarın sırlarını gün yüzüne çıkardı.
Milattan önce 5. yüzyıldan milattan sonra 2. yüzyıla dek kullanılan bu mezar, dönemin aristokrat bir ailesine ait. Ancak onu özel kılan sadece tarihi değil; içerisinden çıkan buluntular dünya arkeolojisi açısından benzersiz.
Eşi Benzeri Yok: Afrodit Heykeli ve Altın İşlemeli Ayakkabılar
Kazılarda ortaya çıkan eserler arasında, altın işlemeli ayakkabılar, antik müzik aletleri, sunu kapları, oyun setleri ve organik malzemelerle yapılmış kozmetik ile ilaç kapları yer alıyor. En dikkat çekici bulgu ise hiç şüphesiz Afrodit heykeli. Renkleri korunmuş ve altın süslemeleri hâlâ görülebilir durumda olan bu heykelin, dünyada benzerine rastlanmadığı belirtiliyor.
Kazı ekibinden Doç. Dr. Halime Ağtürk, “Bu heykel, sadece Dardanos’un değil, Çanakkale’nin yeni simgesi olabilir” diyor.
Yeni Teknolojiyle Eski Sırların Peşinde
Kazı başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan liderliğindeki ekip, son teknoloji kimyasal analizler sayesinde antik çağ insanlarının günlük yaşam pratiklerine ışık tutuyor. Özellikle ilaç ve kozmetik kaplarında yapılan içerik analizleri, antik dönemde kullanılan güzellik ve tedavi yöntemlerini anlamada çığır açıyor.
3D Teknolojiyle Yeniden Doğuş
Tüm eserler şu anda dijital olarak da yeniden üretiliyor. 3D modelleme ve dijital rekonstrüksiyon teknikleri sayesinde, hem Afrodit heykeli hem de diğer kıyafet ve objeler gerçeğe yakın haliyle sergilenecek. Bu dijital canlandırmaların yer alacağı kapsamlı bir sergi projesi Troya Müzesi’nde planlanıyor.
Organik Kalıntılar: Zamanı Durduran Keşifler
Dardanos Tümülüsü’nde nadir rastlanan biçimde kumaş, deri ve ahşap gibi organik kalıntılar da bozulmadan günümüze ulaşmış durumda. Bu tür buluntular, sadece Türkiye için değil dünya arkeolojisi için de büyük bir hazine olarak kabul ediliyor.